Karaman ili Sarıveliler ilçesi Göktepe Beldesinde bulunan Büğülü Baba türbesi özel konuklarını ağırladı."Büğülü Baba'dan Nure Sofunun Mezarına Yolculuk" adlı Belgeseli yapılması için yerinde incelenmelerde bulunuldu.
Konuyla ilgili olarak yapılan çalışmaya; Karamanoğlu Mehmet Bey Dil ve Kültür Derneği Başkanı Habip Çalışkan, Mustafa Doğan, Mehmet Uğuz, Bülent Karamanoğlu ve Hurşit Akpınar katıldılar.
BÜĞÜLÜ BABA (SOFU SULTAN) KİMDİR?
Gerçek adı ve hayatı hakkında kesin bilgiler olmamakla birlikte halkımız arasında kuşaklardır aktarılan söylenceler vardır. Bu söylenceler birbirinden oldukça farklıdır. Yaklaşık 15 yıldır yapmış olduğum derlemeler sonucunda adının Abdullah olduğu tespit edilmiştir. Bu Allah dostu aynı zamanda devrinin âlimlerinden birisidir ve çevrede Sofu Sultan diye bilinmektedir. Silifke sancağında yaşamaktadır.Daha sonra Silifke mutasarrıfı ile aralarında çıkan problemden dolayı sıkıntılı bir hayat yaşamaktayken, bir gün askerin birisi “Geceleyin seni ortadan kaldıracaklar acil olarak buralardan ayrılman gerekir.” diye haber getirmesi üzerine gece vakti Silifke’den ayrılır. Ayrılırken kendisine haber getiren askere “Zaman gelecek bir hastalığa yakalanacak dermanı yine benden bulacak” der. Avşar Yörüklerinin beyine sığınır ve kendisini korumasını ister.
ŞİFALI ÇAMUR
Avşar Beyi kendisini Fariske’ye gönderir ve güven altında yaşama teminatı verir. Köye geldiği zaman köy şimdiki yerinde değildir. Asmaarası, Hüsenyakası, Aşağıköy, Çataltaş ve Kale çevresindedir. Bu arada kendisi hayvancılık yaparak geçimini sağlamaktadır. Kendisi kış mevsiminde kale civarında (Bu günkü Mıhlıca mevkiinde) ilkbaharda Deliktaş ve bulunduğu yerde yazın ise Dede ardıç ve Dede Yanı denilen yerlerde ikamet etmekte, güvenli bir hayat sürmektedir.
Günler günleri kovalarken bir gün Silifke Mutasarrıfı temreğe denen bir cilt hastalığına yakalanır doktorlar bir türlü çare bulamazlar. Birçok sıkıntıdan sonra Sofu Sultanın Silifke’den kaçmasına yardımcı olan asker: “Efendim sizin dermanınızı galiba biliyorum” deyince, Mutasarrıf: “Söyle o zaman nedir bunun ilacı, çaresi” der. Asker: Efendim Sofu Sultan buradan ayrılırken “Zaman gelecek bir hastalığa yakalanacak dermanı yine benden bulacak” demişti” der.Silifke Mutasarrıfı Sofu Sultan’ın her yerde aranıp bulunmasını emreder. Aramaya çıkanlar arasında Silifke’den ayrılmasına yardımcı olan askerde vardır. Uzun aramalar sonunda Şimdi türbesinin bulunduğu yerde hayvanları ile meşgulken karşıdan gelen askeri görür, tanır. Daha yanına gelmeden seslenir:
—Neden geldiğinizi biliyorum der. Elindeki asasını yere vurur vurmaz yerden çamur çıkmaya başlar.
—Alın bunu götürün yaralarına sürün hiçbir şeyi kalamayacak der. Gerçektende çamur derman olmuştur yaraya.
Bu olaydan sonra şanı ve İlmi kısa zamanda etrafa yayılınca şimdiki türbesinin yanına medrese yapılır ve burası bir merkez haline gelir. Yerden buğu halinde çamur çıktığı için halk arasında adı Buğulu Baba olarak anılmaya başlanmıştır. Bu ününden sonra yörenin en büyük pazarı burada kurulmaya başlanır. Sadece Günder Köyünden pazara 40 atlının geldiği söylenir pazara. Zamanla burada bir medrese yapılmış fakat bu gün medreseden hiçbir eser ve yıkıntı kalmamıştır. Köylü arasında Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi dede olarak biline gelir. Dede denilen türbe yaklaşık bir metre yüksekliğinde taş duvar ile çevrili iken son zamanlarda mezarlıkta yapılan çevre düzenlemesi ile Buğulu Baba’nın üstü kapatılarak güzel bir türbe haline getirilmiştir.
Türkiye'nin dört bir yanından insanlar buraya gelerek cilt hastalıklarına dertlerine şifa bulmaktadır. Bu Allah dostunun ismi iyice araştırılmadan son yıllarda Büğülü Baba olarak tescil ettirilmiştir. Adına Kültür Bakanlığınca da takvime alınan Göktepe Belediyesince organize edilen festivaller düzenlenmektedir. Hem türbenin yapımında hem de festival düzenleyerek Büğülü Baba’yı ölümsüz yapanlara teşekkür ederiz.
Kaynak: goktepem.blogspot.com, Kazancı Haber