29 Ekim günü Karaman, Sarıoğlan, Hadim Taşkent üzerinden 1890 metre rakımlı Akbelen Geçidi’nden geçip Taşeli’ne, kirazın diyarı Başyayla’ya ulaşıyoruz.
Karaman Başyayla bu yolla 165 km’dir. Torosların zirvesine yakın ve buram buram tarih kokan 1900 nüfuslu bir ilçemiz. Önce ilçemizin Şehri Emiri’ni, kaymakamlığı ziyaret ederek ilçe hakkında bilgi alıyoruz. Kaymakam Hamza Özer Bey’in yanında İlçe Müftüsü, Özel İdare Müdürü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Müdürü, Diş Hekimi de bulunuyor. Bu sohbetin ardından ilçeyi gezdirecek ve tanıtacak Sait Selvi ve Ahmet Ural Beylerle yola koyuluyoruz bu tarih kokan ilçede.
ERTUĞRUL ÇALIŞKAN’IN KÖYÜ
Bize; gururla, Karaman Belediye Başkanı Sayın Ertuğrul Çalışkan Bey’in buralı olduğunu ifade ederek başlıyorlar söze.
Başyayla, Roma ve Bizans dönemi kalıntıları ile yüzlerce dev mağaralarıyla, kilise ve örenleriyle harika bir görüntüye sahiptir. Başyayla’nın kuzeyinde bulunan kayalıklarda Hisarönü mevkisinde Akin, Aktepe, Kırkdirekinler bulunmaktadır. Buradaki mağaralarda Karamanoğlu Mehmet Bey’in zaman zaman kaldığı anlatılmakta. Başyayladaki cami kapısı ve yakınındaki çeşmenin kitabesine ve kullanılan motiflere bakınca bu bilginin doğruluk payı olduğunu görüyoruz.
Ama asıl bizi etkileyen Karamanoğulları eserlerinden olan mezarlıkları ve hala eski geleneklerin devamıyla kendimizi Türkistan’da sanıyoruz. Buradaki mezarlıklarda yüzlerce balbal taşları ile karşılaşıyoruz. Birde Türkistan’da olan mezarlara tahta ve oyulmuş ağaç dikme geleneği hala devam ediyor. Sanırım buraların coğrafi yapısı itibarı ile kültürel etkileşime kapalı kalması ve bozulmamasıdır.
EVLİYALARIN HOCASI BURADA
Burası manevi yönden de Kutup Ahmet Efendi ile zenginleşiyor. Kutb’ul Arifin olarak adlandırılan bu muhterem zat, Başyayla’nın manevi bekçilerindendir. Kirazlıyayla Mahallesi (Lafsa) Mezarlığında medfun bulunan Kutb’ul Aktab Efendi Başyayla’nın manevi kültür miraslarından birisidir. Kutb’ul Aktab, Kutublarında kutbu, âlimlerin ve ermişlerin de hocası demektir. 1690 yılında Lafsa’da vefat etmiş ve buraya defnedilmiştir. Bu muhterem zatın kerametleri hala anlatılmaktadır. Buraya bir cami yaptırmak isterler. Haliyle gelip gideni, ziyaret edeni de çok olduğu için camiyi biraz büyük yaparlar. Caminin üzerini örtmek ve kemerler arasında bağlantı kurmak için en uzun ağacı keserler. Ancak bu ağaç buraya yetişmez. Halk ve ustalar çaresiz durumdayken Kutb’ul Aktab, asılın der ve ağaç uzayarak buraya yetişir.
MEHMET BEY’İN TEK ESERİ
Başyayla’yı bizim için önemli kılan bir yapıyı özellikle arıyor ve buluyoruz. Karamanoğlu Mehmet Bey’in kısa beyliği döneminde sadece o meşhur Türkçe Fermanı dışında bildiğimiz nadir eseri vardır. Değirmenönü mevkiinde iki köprü bulunmaktadır. Bunlardan birisi yıkılmış ama bir tanesi sağlam durmaktadır. Bildiğim kadarı ile Karamanoğlu Mehmet Bey’in tek eseri olan köprü yakın zamana kadar kullanılıyormuş. Bu çok önemli bir yapı. Mehmet Bey’in anısını yaşatan tek yapı bir su köprüsü. Bu konu ile ilgili olarak bölgede anlatılan birde efsane dilden dile bu günlere ulaşmış. Karamanoğlu Mehmet Bey’in şöyle dediği rivayet olunmaktadır. “Öyle bir köprü yapalım ki; kıyamete kadar bu köprü baki kalsın.” İnşallah bu köprü iyi korunur. Mustafa Ertaş Hoca yörenin tanıtımı ile ilgili epey uğraş vermiş. Bu köprüyü ilk gün yüzüne çıkartan da odur.
Çağıldayan suları ile su değirmenleri ile özgün ve yozlaşmamış kültürü ile, tam bir tarih ve doğa turizmi yapılacak yerlerdendir. Zaten Başyayla’ya yaklaştığınızda kendinizi Peribacalarının içinde hissediyorsunuz. Bu bölgede kaya olup da mağarası, kaya mezarı ve deliği olmayan yer yoktur. Bu bölgedeki kayaların durumları, peri bacalarını andıran görüntüleri ile zaten sizi büyülemeye yetiyor. Büyükarapınar köyünde de Kisse Ören yeri mevcuttur.
BAŞYAYLA’NIN ÇALIŞKAN KAYMAKAMI
Bu ilçemizin bir şansı da genç, dinamik, çalışkan bir Kaymakamının bulunmasıdır. Bu zor coğrafyadaki ilçemizin eli, ayağı, gözü, kulağı. Bizleri gezdiren Sayın Sait Selvi ve Ahmet Ural’a ve Sayın Kaymakamımız Sayın Hamza Özer’e Teşekkürlerimizi sunuyoruz. Böylesine yakın ilgiyi ve misafirperverliği her yerde göremediğimizi biliyorum. Ama gerçekten Toroslar bambaşka. Sanırım halkta, Toroslarda unutulduğu zannı yapılan hizmetler ve yatırımlarla kalmamış. Ancak onlara şunları söylüyoruz: “Sizleri gece gündüz düşünen Şehr-i Emiri Sayın Valimiz sizlerin yanında, azimli ve çalışkan kaymakamımız sizler için var. Ayrıca bu coğrafyada görev yapan tüm kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlarımıza içten teşekkürler etmek lazım. Ve yine bu zor coğrafyada tekerleğin değmesi gereken yerlere artık tekerlek değiyor. Resimlerde belki bir kısmını göreceksiniz ama buraları mutlaka gelip görmenizi öneririz.
Özellikle tarihçilerin, Karamanoğulları tarihini bu bölgeleri gezmeden yazmaları eksik kalır. Ve bu şirin ilçemizde ekmeği kazanmak gerçekten çok zor. Her zerresi alın teri gerektiriyor. Gerçekten doğa ve tarih turizmi için bulunmaz yerlerdendir Başyayla. Bu güzel ilçemizle ilgili yazacağımız, tanıtacağımız çok konular bulunmakta. Ancak bunları çalışmakta olduğumuz kitabımızda bulacaksınız.
Birkaç yazı dizisi halinde Sarıveliler ve Ermenek ilçelerimizle ilgili yazı ve sürprizler devam edecek.
Osman Ülkümen
Araştırmacı Yazar