Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mükremin Kızılca

Bizim Kapadokyamız Başyayla Hisarönü

Karaman’ın Kapadokya’sı

Karamanoğlu Mehmet Beyin Saklandığı Akin

Başyayla / Karaman Hisarönü Ören Yeri

Dört Medeniyetin Kesişme Noktası: Hisarönü

Daha Eski Dönemlerden Kalıntılar ve Fosiller

Taşeli’nin merkez ilçeleri Ermenek, Başyayla ve Sarıveliler’dir.

Bu üç ilçeye de dev kaya zincirleri kuşaklık eder.

Ermenek’ten başlayıp kenti saran, sonra Güneyyurt üzerinden Yukarı Çağlar köyünü kuşatarak Aşağı Çağlar yaylası Boncuk Çayırına kadar süren kaya zincirlerine Kuşak Dağları denmektedir.

Başyayla’nın Kışla köyü üzerindeki sınırında ise yeni bir kaya zinciri başlar. Buna Hisarönü denir ve Başyayla’yı yaklaşık beş km üzerinden kuşatarak Üzümlü köyü sırtlarındaki Güzelce Hisara kadar devam eder.

Sarıveliler’i saran kaya zincirleri ise bu iki zincirden tamamen kopuktur ve ters yönde bir hilalle Sarıveliler’i kuşatır.

Bu üç ilçemizi kuşatan üç kaya zinciri sistemi aynen bir hilali andırır.

Bu üç kaya zincirinin içinde binlerce yıllık eserler boy gösterir.

Ermenek üzerinde bir doğa harikası Maraspoli mağarası ve yeraltı nehri dünyaca ünlüdür ve ilk sıralardadır.

Firan Kalesi ilahi bir kale, doğal bir tarihi sığınaktır. Bu kalenin alt eteklerinde binlerce yıllık nekropoller ve metropoller gözlenir.

Güneyyurt üzerindeki bu kaya zincirinin devamında ise Suluceser, Göde Korum ve Kuşakpınar yerleşkelerinde Roma, Hitit ve Bizans medeniyetinin eserleri sıralanır.

Güneyyurt üzerindeki adı geçen antik yerleri ve Güneyurt’taki diğer; Örenler, Delikkaya, Alacin, Gâvur Sini ve İkizin gibi tarihi eserleri “Güneyyurt / Gargara” adlı, 2016 basım eserimizde serdettik.

Yukarı Çağlar köyü üzerine geldiğimizde bu kaya zincirleri içinde sıra delikler olarak bilinen beş km bir mesafe olan Boncuk Çayırından yatırılan ve kayanın tam içinden borularla geçirilerek Aldere mevkii merkezli Sbide Antik Kentine su veren antik esere şahit oluyoruz.

Sbide Antik Kenti hakkında Sayın D. Ali Özbek hocamız aynı adla bir eser telif ettiler.

Buncuk Çayırından sonra zincirde bir dağılma ve kopma başlar ve kayalar dağınık olarak Başyayla Üzerini saran Hisara kadar sürer.

İşte burada bu kaya zincirlerinin en muhteşem görüntüleri ve antik kalıntıları başlar.

Başyayla Hisarönü Ören Yeri:

Başyayla’ya Taşkent üzerinden ilk varanlar Kaşoluk tepesinden bu hisarı ve yer yer peri bacası gibi dikili taşları görünce kendilerini Kapadokya’da sanırlar.

Hisarın zirvelerinde dizilen öbek öbek, mimari mabetlerin kulelerini andıran otantik çıkıntılar ise adeta bir antik metropol silueti verir.

Hisar, Başyayla’nın tahminen beş km yukarısında olup Kaşolukta başlar ve yine yaklaşık uzunluğu beş km olarak Kırk Sütun taşına / Boymaklı kadar enine uzanır.

Zeminden kaya zinciri hisarın boyu elli ila 250 mertte arasında değişiyor.

Hisarın zemininde baştanbaşa yukarıdan kopmuş dev kayalar gözlenmekte, kopmaya hazır, yarılmış ve üst üste, üflesen düşecekmiş dibi duran onlarca tonluk kayalar göze çarpmaktadır.

Hisarla Başyayla arasında da nekropoller ve metropoller yani Lausados Antik Kenti yer almaktadır. Bu alan yaklaşık otuz kırk yıl önce terk edilmiş bağlar, bahçeler ve tarlalardan oluşmaktadır. Mandal arası duvarlar, meyve ağaçları ve parseller buna tanıklık ediyor.

Hisarönü Kaşoluk altındaki Tozan Su denilen mevsimlik devasa şelale ile başlar ve içinde başta Akin, Karin, Küllin ve Kırk Sütun adındaki muhteşem yapıtları ve daha nice irili, ufaklı beşeri yapı olan inleri, mağaraları, şapelleri, kaya mezarlarını ve kaya yerleşkelerini ihtiva eder.

Hisarönü bölgesinin tarama seyahatimiz üç yılda, birer gün olmak üzere üç gün sürdü.

Bu gezilerimizde Hisarönü’nü teferruatlı olarak en batısından en doğusuna kadar gezme imkânı bulduk.

Burada, bütün antik eserlerde olduğu gibi gelişigüzel, bilinçsizce ve kaçak kazılar ilk gözlenen hadisedir.

Bin yıl önce bizden önceki sakinlerini çıkardığımız bu topraklarda bin yıldır kaçak kazılar yapılır.

Bu işe Türkiye Devletinin acilen el atması gerekir. Şahsen, acaba diyorum, Derin Dünyanın bu hususta bazı çekinceleri ve dayatmaları mı var ki bu iş kökten halledilerek devlet kasasına bir gelir sağlanmıyor? Merak ediyorum!

Böyle bir şeyin olacağını sanmıyorum. Bu toprakların altı da üstü de Türk Milletinindir.

En kısa sürede bütün Türkiye’de definecilerin talan ettiği, beşeri yeraltı kaynaklarımız yasal yollarla yerüstüne çıkarılarak devletimize kaynak sağlanmalıdır.

Karamanoğlu Mehmet Beyin Saklandığı Akin

Başyayla Hisarönü kaya kalesinin tam orta yerlerinde, zeminde önüne devasa kayaların düştüğü gözlenen Akin (Ağin) halk arasında Karamanoğlu Mehmet Beyin Saklandığı yer olarak biliniyor.

Bu hususta kesin bir belge olmamakla beraber hadise kesin bir vakıadır.

Karaman Bey 1263 yılında Antalya’da şehit edilince çocuklarından en büyüğü Mehmet Bey yedi sekiz yaşındaydı. Annesi bir Selçuklu Sultanı olan Ay Hatundu. Çocuklarıyla Mut Yer köprüye yerleştirilmişlerdi. En büyük oğlu olan Mehmet’i her hangi bir suikasta karşı nedimleriyle beraber Başyayla’daki Akinde bir süre ikamet etmesi için gözden uzaklaştırmıştır.

Akinde ikamet eden bir başka kişi ise Karamanoğlu Alanya beyi Erhan / Orhan? Beydir.

Erhan Bey Mehmet beyden 130 yıl sonra 1390’lı yıllarda Yıldırım Bayezid Karamanoğlu Devletini ilhak ettiği sırada başta Akin olmak üzere Hisarönünde bulunan doğal sığınaklarda ikamet etmiştir. Timur’un beyliklere yeniden eski topraklarını iade etmesiyle de kentlere geri dönmüşlerdir.

Akin ilk bakışta, adeta bir kaya otağı andırmakta ve her türlü müştemilatı kapsama kapasitesinde olduğu gözlenir.

Dört Medeniyetin Kesişme Noktası: Hisarönü

İ.Ö Grek ve Klik Medeniyeti, Hz İsa as. Zamanına kadar Roma medeniyeti, Hz Muhammed AS. Zamanına kadar da Bizans Medeniyetinin hâkim olduğu Taşlık Kilikya ve Hisarönü bölgesinde Abbasi İmparatorluğuyla beraber İslam Medeniyeti hâkim olmuştur.

Hz İsa’dan önce put hane olan kaya inleri Hristiyanlıkla beraber Şapele, İslam’la beraber de Mescide dönüştürülmüştür.

Antik çağlarda burası Lausados olarak geçiyor. Bu antik kentte bütün hayat şartlarına elverişli alt ve üst yapı inşa edilmiş durumdadır. Bunu en müşahhas olarak Aktepe mevkiinde görebiliyoruz. Burada ikamet edilen kent, eğlence yeri tiyatro arenası ve mezarlığı yani nekropol ve metropolü yan yana görüyoruz.

Daha Eski Dönemlerden Kalıntılar ve Fosiller

Jeolojik çağlardan deniz çağları sırasında milyonlarca yıl önce buradaki kaya şekilleri oluşmuştur. Her an şimdi de gözlenebilen başta sünger, midye ve denizyıldızı fosillerinden bu 1600 metre yayla seviyesinde de uzun süre denizlerin hâkim olduğunu gözlemliyoruz.

Buraların da tüm gezegenimizin de Nuh as. Tufanıyla beraber kısa sürede olsa denizlerin ve suların hâkim olduğu da bir gerçektir. En son olarak bu fosiller o sırada hayat bulan canlıların suyun çekilmesiyle beraber taşlaşmasından ibarettir.

(Kaynak: Başyayla 1830 – 1845 ve Günümüz / Mükremin Kızılca 2021 – Konya)

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER