2019 yılı 18 ila 27 Ekim tarihi aralığında düzenlenen Konya Kitap Fuarından bahsetmek ve tarihe not düşmek istiyorum.
Fuarın, Konya’nın ve Türkiye’nin ilklerinden olan Selçuklu Kongre Merkezinde yapılması çok yerinde ve isabetli bir karar olmuştur.
Kitap Fuarı TÜYAP ve diğerlerinin ihtişamını aratmayacak seviyedeydi.
Giriş çıkış mükemmeldi. Otoparklar muntazamdı. Yeme içme durumu harikaydı. Bu hususu takdirle karşıladım. Otopark tarafındaki boşluğa son derece muntazam tekerlekli bir paravanda döner köfte çeşitleri diğerinde de tatlı çeşitleri konmuştu, girişin ağzına da kasa yerleştirilmiş self servis alan boş masalara gidiyordu. Fiyatlar da makul seviyedeydi.
İçeride de kafeteryada çay üç lirayken seyyar arabayla dolaşan görevli ekip bir buçuk liradan çay satıyor ve belli zaman aralığında her sokaktan ve stant önünden geçiyorlardı.
Tuvalet ve mescit hizmetleri de son derece takdire şayandı. Türkiye’nin en ünlü yazarlarının yanında bizim gibi yerel çömezlerin de adları tanıtım kartlarında ve anonslarda yer aldı.
Söyleşi salonları, toplantı salonları güzel isimlerle isimlendirilmiş ve katılımcı tahmini sayısına göre etkinliklere hazırlanmıştı. Anons sistemi de güzeldi, yapılacak imza saat ve sahipleri belli aralıklarla anons ediliyordu.
Konya Kitap Günlerini gezerken metre fiyatını sorduğum esnaf bedava deyince gerçekten şaşırdım, diğer fuarlarda mesela aynı tarihlerde açılan Ankara ATO KONGRESİUM kitap fuarında metre fiyatlarının beş yüz lirayı bulduğunu biliyordum. Konya’da ve Koçali’de bedava yayıncılara bu yıl hizmetin verildiğini duyunca hayret ettim ve belediyemizi bir kez daha takdir ettim.
On günlük fuarın üçüncü günü öğleden sonra akşama kadar ÇİMKE yayın evi standında benim de imza günüm vardı.
İlk Pazar olması münasebetiyle muhteşem bir kalabalık hakimdi salonlara. Bu kalabalık Ankara Kitap Fuarında olsa hareket çok zor olurdu ancak Selçuklu Kongre Merkezinin mimari yapısı ve vüsatı bunu önlemiştir.
İmza saatlerimde en fazla “Yollar Beni Tanımadı” adlı şiir kitabım satıldı. Onu “Üç Asır Önce Konya” adlı eserim izledi. “1830 Ermenek Nüfus Kayıtları”, “1845 Ermenek ve Köyleri Hane Mal Varlıkları”, “1830 Sarıveliler Nüfus Kayıtları” ve “Dünden Bugüne Taşeli’nin İncisi Güneyyurt / Gargara” adlı çalışmalarımız en çok ilgi çeken kitaplar oldu. “Sigara Belası ve Haramlığı” kitabımdan hiç alan olmadı. İnsanımız sigaradan o kadar nefret ediyor ki adını taşıyan kitaba bile ellerini sürmek istemiyorlar J. Ama alan olmayacak manasına gelmemeli, zira fuar Ekim ayının 28’ine kadar sürecek ve adı geçen eserler aynı stantta sergilenecektir.
Konya yazarlarına fazla önem verilmediği yolundaki şikâyetlere de katılıyorum. Şöyle ki on yıldır gazete ve internet sitelerinde yazmaktayım. “Evliya Çelebi’nin Konya Karaman ve Mersin Günleri” adlı bir eser hazırladım, muhtevasını makalelerimde yayınladım, demek ki kimse bunu görmemiş. Ben Konya’da yetkili olsaydım Evliya Çelebi merhumun Konya hatıraları hakkında Mükremin Kızılca’ya bir söyleşi saati tayin ederdim. Yine ben Konya yetkilisi olsaydım, “Üç Asır Önce Konya” yazarı Mükremin Kızılca’dan 300 yıl önceki Konya tarihinden anekdotlar dinlenmesi için bir zaman ayırırdım. Ben Konya yetkilisi olsaydım büyük hayranlık toplayan “Yollar beni Tanımadı” şiirini sahibinin sesinden dinletirdim.
Bu fuarın aynı şartlarda aynı mekânda hatta aynı tarihlerde her yıl tekrarlanması dileklerimle.
YORUMLAR